26 Şubat 2018 Pazartesi

Ankara Etnoğrafya Müzesi


Ulus da bu harika yapıda sergilenen kültür eserlerine kaçıncı ziyaretim bilmem.
Her seferinde ilk kez gidiyor gibi oluyorum.
Her defasında başka bir bölümde takılı kalıyorum.


Geçen hafta yine uğradık arkadaşımla.
Sebep oldu bir fatiha da biz okuduk sevgili Ata'nın ruhuna..



Sonra sakin koridorlar boyu gezdik durduk.
Bugünlerde çokca ilgilendiğim Efe Oyalarına takıldı aklım gözüm.



Kına töreni



işlemeler, para keseleri




sünnet odası neler neler hatırlattı.



Beykoz Camları ve Çeşm-i Bülbüller.
Çeşm-i Bülbül, yani Bülbül Gözü. Tıpkı bülbülün gözü gibi döndükçe harelenen camlar.
 Yıllar önce en kıymetli olanlarının içinde kan damlası bulunanlar olduğunu öğrenip şaşırmış,
sebebine ise üzülmüştüm.
Şöyle ki; yıllarca ocak başında cam üfleyen ustaların kimi zamanla verem illetine tutulur,
çalışırken tutuveren öksürükle ciğerlerinden  gelen kan damlacıkları nefesle camın için kaçar ve orada hapsolurmuş. Ne zaman bir yerde çeşm-i bülbül görsem, aklıma bu hikaye gelir. İçim acır.



İznik Çinileri








Duvarda bir resimlik. 
Namaz kılarken kapaklar kapanır, suretler gizlenir. 


Arzuhalci; ne güzel bir kelime değil mi? Arzunuzu halinizi anlatan..



Sikke formunda Hilye-i Şerif


Hacı Bayram Türbesi' nin kapısı. 14. yy




Ahşabın güzelliği....


Ve aklımızda tazelenen onlarca anı ile veda vakti.

Yine bir müzede buluşmak üzere.
Yeni hafta hepimize sağlık huzur ve bereket getirsin.



19 Şubat 2018 Pazartesi

Karyağdı Hatun Türbesi

Kim demiş "Ankara da hiç bir şey yok" diye? Anladık deniz yok ama yaz aylarında güneş ve deniz kokan onca insanı başka yerde görmeniz zordur söyleyeyim :)
Neyse konumuz o değil de, ben yine sonradan olma Ankaralı olarak sizi Ulus da, minicik, hikayesi gibi naif bir türbeye götürmeye geldim.



Karyağdı Hatun Türbesi

Türbenin mimarisi,

Sekizgen planlı, kubbeli bir türbedir. Duvarları: bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla ile örülmüştür. Taşların arasına da, dikey birer tuğla konulmuştur. Ceplelerin beşinde, keşme taş çerçeveli, sağır sivri kemerli birer alt pencere vardır. Bir sıra taş, üç sıra tuğla ile örülen kemerlerin aynalıkları tuğladır. Pencereler, lokmalı demir parmaklıklıdır. Yedi cephede hemen sağır kemerlerin üzerinde bulunan, yuvarlak tuğla kemerli küçük üst pencereler, alçı şebekelidir.
Güneydeki sağır cephelerin içersinde, birer mihrabiye ve niş vardır. Duvarlar: iki sıra, kurt dişi ile sona erdirilir. Kubbesi: kurşun kaplamalıdır. Bir çok kez onarılmış olmasına rağmen, kurşunları kısmen dökülmüş ve kubbesi çatlamış durumdadır.
Türbenin kapısı doğudadır. Kapının eşik ve şöveleri yekpare taştandır. Üstte, dilimli taşlarla örülü sivri bir kemerin içinde dikdörtgen bir mermere yazılmış kitabenin altında, basık kemerli giriş kapısı bulunmaktadır.



Karyağdı Hatun’un Hikayesi, 
Efsaneye Göre; Ankara’nın en güzel kızlarından biri, bir Ankara Efesiyle evlenir, gelin olur, hamile kalır. Gelin kar aş erir, aylardan Ağustos ayıdır. Kar yağması mümkün olmadığı için gündüzleri kar helvası, geceleri de kar yağdığını rüyasında görür..  Gelin bir gece bahçede Allah’a yalvarır, Allah’ım her şey senin elinde, sen ol deyince gökten kar da yağar, nur da yağar. Lapa lapa kar ver, avuç avuç kar yiyeyim, içimin yangını sönsün, demiş.  Nasıl olmuşsa olur Ağustos sıcağında lapa lapa kar yağmaya başlamış, yerler bembeyaz olmuş.  Herkes şaşırmış. Gelin Allah’a şülmeyekretmiş. Etrafı kar içinde görenler çok şaşırmışlar. Gelin gece yediği kardan mı bilinmez, hasta olmuş. Yataklara düşmüş ve ölmüş. Türbenin olduğu yere defnetmişler. Efsanede böylelikle dilden dile yayılmış.
***********
İşte böyle ,fotoğraf benden bilgiler google dan.
Ankara da olup da, bilmeyenlere gelsin :)

*******************
Hah unutmadan; son zamanlarda beni buralardan uzak tutan bir uğraş içindeyim.
Anlatıcam bir ara, bu arada  lütfen sizleri ziyaret edemediğim için beni af edin olur mu?



6 Şubat 2018 Salı

Sandık Kokulu İşler





Benim evimde sandık yok doğrusu ama çocukken sandık karıştırmayı çok severdim.
Bu  90-100 yıllık el tezgahında dokunulmuş Şilebezi kumaş hatırladığım kadarı ile önce anaannemin , sonrasında annemin sandığında çook uzun zaman ikamet etti. Geçenlerde Efe oyalı fularlardan birinde bu kumaşı kullanayım. Böylece boynumda, göğsümün üstünde taşıyayım istedim.
Daha bitmedi, yani bir ucu bitti diğeri iğneli dikilmesi incik boncukları takılmadı. Olsun, tam bitsin yine paylaşırım ya da üzerimde kullanırken görürsünüz.


Allı pullu denemeler.


Bittiğinde böyle oluyor, güzel oluyor.


******



Bu derinlikli tepside kullandığım kanaviçe Orta Okul da şu benim çok sevdiğim " elişi" dersinde işlediğim duvar panosunun yarısı. Kenarlarındaki danteller hem sandık kokulu hem sandık lekeli.
Eskiden olsa, hem böyle farklı farklı parçaları bir arada kullanmam, hem de ne yapar eder lekelerini çıkartıp, köpük gibi ağartırdım. Yeniden değerlendirme işlerini çok seviyorum ve  ben de böyle evrilip duruyorum dostlar.



******



Paylaşayım da, rahatlayayım dediğim fotoğraflardan.
Pazar arabasına eski kot pantolonlardan elbise diken ben, banyoya bunları öremez miyim?



**********

Okuyor, daha önce niye okumadığımı anlıyorum.



*******



Herkese keyifli, sağlıklı, güneşli bir hafta diliyorum.