2 Eylül 2014 Salı

Çarpı İşi Saatler, Kahve Molalarım ve Diğerleri


Yine çarpı işi, yine bir sahil, deniz feneri, martılar, yelkenli....
Küçüğüm anasınıfında bir şarkı öğrenmişti, nakaratında "deniz çağırdı beni" diyordu.
Bugün hala hatırladığımız sadece bu cümle. Gerisi yok!

Beni bütün yaz tıpkı o şarkının nakaratında olduğu gibi deniz çağırdı durdu.
Ben de onunla sadece bu bembeyaz kanaviçe kumaşlarında buluştum.
Hadi itiraf edeyim, bazende geçmiş yazların fotoğraflarına baktım.

Ogün, bugündür Küçük Evin duvarında duruyor.

Bu defa farklı renklerle, biraz daha özenerek işledim.
Bunda çarpı işi sevgisini bana hatırlatan Sevgili Nurdan'ın büyük payı var doğrusu.
Onun paylaşımlarını okurken konuya, detaylara gösterdiği özeni görmek öyle güzel ki.

İşte sonunda böyle bir şey oldu.



Bitince biraz bekledi huzura çıkmak için.
Nasip bugüne imiş.




İşte bu ilk işlediğim saat.




Molalar kahvesiz olmuyor benim için Yaz, kış fark etmez, yeter ki kahve olsun!
Yanında dost sohbeti de olursa hele....
Kahveli fotoları "Kahveci Güzeli" için çekiyorum aslında.
Yani burası için işte.
Fincandaki Mucize:Kahve

O sayfalarda kahve sunumlarını, mekanları ziyaret etmek, kahvenin mis kokusunu duymak gibi.




Bu da şimdi işlemekte olduğum saat.
Ağır aksak ilerliyor ama işlemesi çok zevkli bir model.


Bir mola daha :)


Hepsi hepsi iki gün evdeydim.
Kış mevsiminden saklanan portakal kabukları reçel olmaya yattılar yine.
Ara sıra turunç tutkum depreşiyor benim :)


Mutfak müthiş güzel kokuyor!!



Bir kahve daha hak ettim ama değil mi? 


Şuncacık konserve için gece yarısına kadar çalıştım.
İçinde ne mi var?
Patlıcan, biber ve elbette domates. Kavanoz, kapak elde ne varsa...


Bu kahve de "30 Ağustos Zafer Bayramı" kahvesi.
O gün kocaman bir bayrak astım balkonuma.


Sonra, evde bulunan ve bir türlü bitiremediğim incik boncuklar çıktı ortaya.
Küpeler, bileklikler, en çok da örgü ayraçları yaptım .


Bir de baktım ki, iki günlük terapi sona ermiş...
Ruhum hafif, bedenim yorgun.  Lakin yüzümde inadına tebessüm.

Çok mu karışık yazdım? Yorucu mu oldu?
Boşverin!
Ben öyle yapıyorum ;)