31 Temmuz 2013 Çarşamba

Sınıf Arkadaşlarımla Taşköprü de İftar


  Hemen her yaz toplanıyoruz biz.
Ayrılalı 35 sene olduğunu düşünürsek, dönüp dolaşıp birbirimizi bulmamız harika bir şey.
Önce Karamürsel- Ereğli sahillerindeydim ben.
Baktım, deniz, park, bahçe yerli yerinde :)
İyi...Dedim.


 Sonra, randevular da onaylanıp, organizasyon yapıldı.
İftar yemeği sahibi, Yalova- Taşköprü Belediye Başkanı Şaban Ertan bizim sınıf dan bir arkadaşımız.
Bir de Organizatör Kamil'imiz vardır.
Okuldayken güzellik yarışmaları düzenlerdi.
 Şimdilerde piknik, iftar, ödül günleri, geceleri diye çeşitlendirdi işi.
Sağ olsunlar, bu ikilinin çabaları bu yıl da bizi bir araya getirdi



Ben, Sem, Gönül...Bakın nasıl mutluyuz :)


 Fatma Hollanda dan geliyor,Sema Hereke den, ben Ankara Rüzgarı...Toplanıyoruz böyle.
Ne konuşacaklarımız bitiyor, ne gülüşmelerimiz.


Her seferinde dizim dizim diziliyoruz böyle kırlent gibi.
Gelinler, damatlar, gençler, Allah ne verdiyse.



Küçüğüm olmadan Olur mu? Olmaz valla.
Arkadaşlarımın çoğunu tanımıyordu, gelmek istedi, iyi de etti.
Hayal meyal hatırladığı yerlerde O hep izledi, ben hep güldüm, konuştum.
Roller değişti biraz anlayacağınız.



Körfeze bu pencereden baktık yine.
Özlemesine özlüyorum elbet, lakin her şey kendi zamanında daha mı güzel ne?

Tekrarı seneye belki...Tabii Allah kısmet ederse.



İşte böyle...

 İçinden demir yolu geçen şehrin, Demir Yolu Çocuklarıydık biz.
Ne çok koştuk sokaklarında, ne çok eğlendik.


20 Temmuz 2013 Cumartesi

Buralarda Hava Durumu


Uzaktakilere bildirilir;

 Bugünlerde Ankara da gökyüzü bir ağlıyor, 



bir gülüyor.


Ben fırsat buldukça sakin Ankara'nın tadına varmaya bakıyorum.
Gerçekten yaz aylarında tenhalaşır bu şehir. 
Sonra okulların açılmasına yakın bronz tenli sakinleri caddeleri doldurur.
İlk yıllarda "sahil kasabalarında bu kadar yanık tenli insan yok" diye düşünürdüm :)
Sonra alıştım. E, bir de solaryum denen şey var değil mi?
Neyse efendim,


Geçen gün sıcaktan bunalıp girdiğim restaurant'ın bahçesinde, iftar saatini beklerken üşüdüm.
Hoş, ben bundan en son şikayet edecek kişiyim galiba.
Sıcak yaz günleri hiç bana göre değil.
(Bir gün gelip de yazdan şikayet edeceğim hiç aklıma gelmezdi oysa)

Akşam çöktüğünde, bahçenin köşesindeki eski pikap da Müzeyyen Senar'ın plağı dönmeye başladı.
Etrafı saran türlü çeşit bitkinin kokusu geceye karışırken 
bu mübarek ayın huzuru başka türlü doluyor insanın kalbine ya.


Şu çakma anfora dan, ferforje ayaklı lamba da ne güzel çıkmış :)

Sözün kısası gündüzler deli dolu, geceler her daim serim burada.
Karasal iklim, karasal.

Aslında okuduğum kitapları paylaşacaktım sizlerle bugün.
Öyle çok, öyle uzun göründü ki gözüme, üşendim açıkçası. Başka sefere artık :)


Kitap yorumu sunamadım ama ramazan kahvesi sunayım size.
 Yanında hurma.Gülmeyin, gülmeyin.
Güzel oluyo ikisi :) İnanmazsanız deneyin. Ama etli, yumuşak bir hurmayla.

Bugün yağmur falan yok, güneşli bir cumartesi olacak.
Olacak da, hiiç gezesim yok benim. 

Sizin de hafta sonunuz istediğiniz havada geçsin.
Kendinize iyi bakın.

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Hacı Musa Camii


Bu güzel camiyi 10 yıl kadar önce, henüz tadilat görmemiş hali ile dışından fotoğraflamıştım.
Yeşil renkli duvarları ve girişinin güzelliği hemen ilgimi çekmişti.
O gün içini gezemediğim için restorasyon sonrası farklılıkları bilmiyorum.
Geçenlerde Hacı Bayram ve çevresinin zevksiz ve abartılı, neredeyse yeniden yapılmış olmasını hiç sevmediğimi yazmıştım ya.. Yine o duyguları yaşarım diye korkmadım değil doğrusu.


 Girişteki ahşaplar olduğu gibi korunmuş.


Kapıya inerken kullanılan merdiven başlarında başka bir uygarlığın kalıntıları
" biz de buradaydık " Diyor.



Kapılar... Nakış nakış işlenmiş kapılar sizi dualarla karşılıyor.


Giriş katında , sağ ve sol taraflarda biraz yüksekçe iki bölüm var.



Ve, sıcak bir yaz gününde sakin serinlikte ibadet eden iki-üç kişi.
Sonra biri geldi, minberin yanındaki pencerenin önüne bir rahle çekip,
 davudi sesiyle Kuran-ı Kerim okumaya başladı.



Nihayet kadınları üst kata layık gören anlayışın sevimli yüzü.
Hep söylüyorum;
Özellikle yeni yapılan ibadethanelerde kadınlara daha hayattayken yerin altını reva gören zihniyeti kınıyorum.
Böyle camilerde erkek cemaatin arkasında ama asla reva görülen izbede değil de 
olmaları geren yerde namaz kılan kadınları da tebrik ediyorum.


Ben çocukluğumu hatırlatan bu güzel asma katta, 
üstelik burada tam da belli olmayan cumbanın serinliğini kullandım :)
Elimde leylak rengi bir tesbihle uzun uzun oturdum sonra.
Ahşabın, zamanın sesini dinledim.


Minberin asaletini,


tavanların güzelliğini seyrettim.


Pencere pervazlarına,




 taşlarına dokundum.




Neden sonra ayrılırken isteksiz, buruk,


Biraz da bahçenin serinliğinde oyalandım.
Baktım, içimi acıtan ne varsa, neler sızlatıyorsa yüreğimi sanki bıçakları biraz körelmiş gibi geldi.

Bana bu güzellikleri görecek gözü, tüm bunlardan zevk alacak kalbi verene şükrettim.

İşte geçen cumartesinin en keyifli saatlerini size bu kadarcık anlatabildim.
Siz de en sevdiğiniz camileri yazsanız bana... Ne iyi olur .


11 Temmuz 2013 Perşembe

Hayat Geçip Giderken ;


Geçen hafta,
Ankara Resim Heykel Müzesi Konser Salonun da bence biraz gecikmiş bir TSM konserine gittik.
Şef  Tevfik Soyata yönetiminde,
Kültür Bakanlığı Devlet Klasik TSM Korosu gönüllere şifa bir yıl sonu konseri verdi.
Sıcak yaz akşamında, serin ve muhteşem bu salonda, bana da " iyi ki gelmişim " dedirtti.



Sonra,

Onun mevsimi geldi, benim de hamaratlığım tuttu, şekerpare reçeli yaptım.



Biraz da hamur işi,



Biraz eşya toplandı, biraz gönül sızladı inceden.


Küçüğün odasındakiler, kullanılmayan ufak tefek kapı önüne yığıldı.


Sonra, bir kamyon gelip küçücük bir ev için toparlananları aldı götürdü...
Arkasında bir yazı;
"Her Şey Senin Uğruna"
Gerçekten!


Küçüğüm şimdi kendi evinde, başka şehirde.
Ne yapalım; Yeter ki böyle olsun ayrılıklar. Gittik peşinden, düzenledik yeni evini bizde.
Bir de Yalın konseri izledik yorgunluk üstüne;



İşte böyle geçip gitti temmuz'un ilk günleri.
Tatil mi? Hayret! Bu yaz canım hiç bir yere gitmek istemiyor :(


( Bu postu ben yazarken sıkıldım, umarım siz okurken sıkılmazsınız.)

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Belmek 2013 Yılı Sergisinden





Sergi bu yıl da Zafer Çarşısı'ndaydı.
İşlemeler, kırkyamalar, çiniler, iğne oyaları, seramik çalışmaları..Neler, neler.
Her biri adeta sanat eseri olan bu işlere bakmaya doyamadım.
Nasıl zevkli, nasıl net, temiz işler.
Sizin için de fotoğraflarını çektim.














 Hani "Ömürle sabır" Der eskiler.
İşte öyle!